Bir once ki yazimda hafta basinda oldugumuz icin haftanin planini yazdim. Sonra da her hafta basinda bunu yaptigimi dusundum. Ama hafta ortalarina dogru bu dusuncelerim yerini hafta sonunun planini yapmaya birakiyor. Yapmam gereken butun isleri cuma gunu sonuna kadar bitirmeye calisiyorum ki hafta sonuna birsey kalmasin diye..Volkan sadece hafta sonlari evde oldugu icin, daha sakin, daha telassiz beraberce gecirmek istiyorum cumartesi ve pazarlari..Evi supurup toz aliyorum, camasir utu islerini bitiriyorum..Hatta yemek bile yapiyorum. Sonra bir heyecanla hafta sonunun gelmesini bekliyorum. Sonra kendimi cok acayip hissediyorum bu kadar heyecanlandigim icin. Gece yatarken yastiginin altina yeni alinan bayramlik ayakkabilarini koyan cocugun sabahin biran once olmasini beklemesi gibi bekliyorum haftasonunun gelmesini.
Ve boyle dusunurken bu duygularimi bir taraftanda dua ediyorum, insallah bu heyecanlarim hic bitmez hayat boyu, bu omur boyle guzel gecer ve gider diye..
Gunlugume Hosgeldiniz..
Bes yasimdan beri gunluk tutuyorum. Bu blog oburlerinden ayri olarak sadece ic dunyami aktardigim bir gunluk degil, ayni zamanda kizim Eda ve esim Volkan'la olan hayatimdan da alintilari iceriyor. Buraya yazma amacim ilerde unutulmamasini diledigim acizane hayatimin bazi kesimlerinin kayida gecmesidir.
28 Feb 2010
Haftanin plani..
Havada bulut var. Edosum uyuyor. Yeni bir gune ve yeni bir haftaya yeni basladik. Yapmam gereken bir kac is var. Gunlere bolup yavas yavas bitirmem lazim. Oncelikle kucuk odaya, balkona goturdugum calisma masasini tekrar goturup Volkan icin bir calisma ortami olusturmam gerek. Ikincisi okumam gereken bazi kitaplar var. Onlari bitirmem gerekiyor. Ucuncu olarakda toprak ve saksi alip, balkonda dikilmeyi bekleyen ciceklerin hayatini kurtarmam gerekiyor. Bu arada pazartesi carsamba ve cuma gunleride doktora gitmem lazim. Yogun olacak bu hafta anlican. Tabi bu arada yapmam gereken utu ve temizligide saymiyayim.
Anne olunca sardi olum korkusu icimi..
Onceden her insan gibi bende dusunurdum olumu..Hic korkmazdim. Olmek istemememin tek sebebi ailemin uzulmesini istemememdi..Oysa simdi kucucuk bir bebegim var, ve aklima geldikce olum, Allah korusun diyorum garib bir korkuyla icimde..
Nerden geldi bu konu? Dun aksam Volki yoktu evde. Televizyonda Domestik Blitz vardi. Dort yasinda cocugu olan bir kadinin beyninde tumor varmis. Ve olumu bugunlu yarinli bekliyorlarmis. Cok etkilendim. Onceden hayat iste hersey oluyor dedigim seyler simdi beni daha cok etkiliyor.
Cumartesi gunu Eda'nin resimlerini aldik fotografcidan..O kadar guzel resimler olmus ki..Evde cerceveletmeyi bekleyen 20 den fazla fotograf ve tablo oldu..Hepside birbirinden guzeller..
Her insanin kendine gore dua etme sekli, tarzi vardir ya..Benim en cok sevdigim duam da su: Insallah bugunum ve bu haftam ve butum omrum cok guzel gecer..Sikintisiz, telassiz, hayirli..
Amin..
Anne olunca sardi olum korkusu icimi..
Onceden her insan gibi bende dusunurdum olumu..Hic korkmazdim. Olmek istemememin tek sebebi ailemin uzulmesini istemememdi..Oysa simdi kucucuk bir bebegim var, ve aklima geldikce olum, Allah korusun diyorum garib bir korkuyla icimde..
Nerden geldi bu konu? Dun aksam Volki yoktu evde. Televizyonda Domestik Blitz vardi. Dort yasinda cocugu olan bir kadinin beyninde tumor varmis. Ve olumu bugunlu yarinli bekliyorlarmis. Cok etkilendim. Onceden hayat iste hersey oluyor dedigim seyler simdi beni daha cok etkiliyor.
Cumartesi gunu Eda'nin resimlerini aldik fotografcidan..O kadar guzel resimler olmus ki..Evde cerceveletmeyi bekleyen 20 den fazla fotograf ve tablo oldu..Hepside birbirinden guzeller..
Her insanin kendine gore dua etme sekli, tarzi vardir ya..Benim en cok sevdigim duam da su: Insallah bugunum ve bu haftam ve butum omrum cok guzel gecer..Sikintisiz, telassiz, hayirli..
Amin..
25 Feb 2010
Volki'nin Turkcesi..
Sekiz bucuk yil oldu Sidney'e geleli. Dolayisiyla ingilizce hayatimizin bir parcasi oluverdi istesekte istemesekte, baslarda biraz zorlansakta..Hernekadar ev icinde agirlikli olarak turkce konussakta, disarda dilimiz ingilizce oldugundan, bu durum hem edebiyatimizi hemde turkcemizi bayagi etkilemis durumda..Ayni donem geldigimiz arkadaslarimiz icinde bundan en kotu etkilenenlerden biride malesef benim esim..Bazen ingilizceyi turkceye karistirip yepyeni bir dilbilgisi kurali ortaya atiyor, bazende hepten karman corman edip sonrada bizim orda buna boyle derler diye iddea ediyor. Her seferinde konusma hatalarini duzlememdende pek sikayetci..Ama bugun anlatacagim sey pek ingilizceden etkilenmekten kaynaklanan birsey degil..Tamamen dil yetenegiyle alakali oldugunu dusunuyorum..
Hani butun dillerde oldugu gibi bizim dilimizdede bir manasi olmayan,ama sesleri ifade eden kelimeler vardir ya, pat pat,tak tak,kut kut, cit cit...Su sip sip damlar, adam mir mir konusur, boru sesi ti dir, cocuk kut kut kafasini masaya vurur, kadin pat pat yuruyerek iceri girer vs...Benim sevgili esim bu seslerin hangisinin nerde kullanildigini ayirt edemedigi icin hepsi icin tek sesi kullanir o da "cart cart". "Niye cart cart konusuyorsun?" , "Cart diye dustum", " Cart cart vurma masaya", "cart cart ses geliyor midemden" gibi cumleler kurdukca bende gulmemi tutmak icin epey caba sarfediyorum, cogu zamanda basarili olamiyorum tabi..
Sonra ben boyle onun her agazini acmasina guldugum icin turkcesini biraz duzlemeye karar verdi ve bu seferde kesinlikle "cart " kelimesini kullanmama basladi.. Ama bu seferde "cart" haric agazina hangi ses gelirse onu soyler oldu..." Kagidi pirt diye yirtiverdim", "Kapidan par paras iceri girdi (paldir palas demeye calisiyor), " Makina sip sip ses yapiyor " gibi..
En son olan vakialardan birini aktarmak istiyorum size..Epeyce kendini duzler gibi oldu dedigim anlardan birinde, televizyon izliyorduk. Bende hamileydim o zamanlar. E malumunuz esimde epey bir baba olma heyecani icinde..Filimde bir adam at olmus cocugunu sirtina bindirmis oyun oynuyor. Bizimkisi heyecanlandi. " Ayse ben de kizima at olurum, sirtima bindiririm, cikidik cikidik gezdiririm; di mi?" demez mi.. Hangi yastigin altina kafami sokacagimi sasirdim. Sonra patlati verdim kocamanindan bir kahkaha..Ve sonra onun en cok korktugu seyi yapip herkese anlattim bu hikayeyi.. "Cikidik cikidik Volkan" kaldi adi..
Hani butun dillerde oldugu gibi bizim dilimizdede bir manasi olmayan,ama sesleri ifade eden kelimeler vardir ya, pat pat,tak tak,kut kut, cit cit...Su sip sip damlar, adam mir mir konusur, boru sesi ti dir, cocuk kut kut kafasini masaya vurur, kadin pat pat yuruyerek iceri girer vs...Benim sevgili esim bu seslerin hangisinin nerde kullanildigini ayirt edemedigi icin hepsi icin tek sesi kullanir o da "cart cart". "Niye cart cart konusuyorsun?" , "Cart diye dustum", " Cart cart vurma masaya", "cart cart ses geliyor midemden" gibi cumleler kurdukca bende gulmemi tutmak icin epey caba sarfediyorum, cogu zamanda basarili olamiyorum tabi..
Sonra ben boyle onun her agazini acmasina guldugum icin turkcesini biraz duzlemeye karar verdi ve bu seferde kesinlikle "cart " kelimesini kullanmama basladi.. Ama bu seferde "cart" haric agazina hangi ses gelirse onu soyler oldu..." Kagidi pirt diye yirtiverdim", "Kapidan par paras iceri girdi (paldir palas demeye calisiyor), " Makina sip sip ses yapiyor " gibi..
En son olan vakialardan birini aktarmak istiyorum size..Epeyce kendini duzler gibi oldu dedigim anlardan birinde, televizyon izliyorduk. Bende hamileydim o zamanlar. E malumunuz esimde epey bir baba olma heyecani icinde..Filimde bir adam at olmus cocugunu sirtina bindirmis oyun oynuyor. Bizimkisi heyecanlandi. " Ayse ben de kizima at olurum, sirtima bindiririm, cikidik cikidik gezdiririm; di mi?" demez mi.. Hangi yastigin altina kafami sokacagimi sasirdim. Sonra patlati verdim kocamanindan bir kahkaha..Ve sonra onun en cok korktugu seyi yapip herkese anlattim bu hikayeyi.. "Cikidik cikidik Volkan" kaldi adi..
24 Feb 2010
Elbistan..
Elbistan..Bilmeyenler icin, baska bir ulke degil, Maras'in ilcesi..Oyle kucuk kohne biryerde degildir..Turkiye'nin en buyuk ilcelerinden biri..Binboga daglari uzerinde, rakimi 1110 metre, Ceyhan nehrinin dogdugu yer, Turkiyenin ucuncu buyuk ovasi, Dulkadiroglu devletine baskentlik yapmis, Osmanli sarayina uc gelin vermis, tarihi eser pek bulunmayan, olanlarinda kiymeti daha yeni bilinmeye baslamis, cok eski bir yerlesim birimi..
Annanem cocukken hamur yogururken once unun ortasina bir havuz yapardi, ortasi duzluk, etrafida katman katman unla cevrili bir havuz olurdu. Iste Elbistan ovasida o havuza benzer..Binboga daglari ovayi cepecevre sarmis..Sehir o duzlugun guneyinde yer aliyor...Sardagi eteklerinde..
Herkes memleketinden bahseder, agaclarindan, yesilliginden, dogasindan...Benim oyle anlatacak birseyim yok..Etrafi o kadar dagla kaplidir ama daglari keldir..Bir Allah'in agacini bulamazsiniz golge arasaniz..Turkiyenin buyuk nehirlerinden Ceyhan dogar icinden, suzule suzule yol bulur kendine Akdeniz'e dogru..Ama oyle derin genis bir nehir degildir..Ordunun dereleri kadar birsey..Eskiden evler kerpicten yapilirmis..Evlerin catilarida olmaz. Eski resimlere bakinca kapkahverengi bir sehir gibi gorunuyor..Yesillikte yok malumunuz kavak agaclarindan baska..Ama simdi baska tabi..Artik bende tanimiyorum hicbiryerini..Taaa cocuklugumda gordugumden cok farkli hersey..Koca koca rengarenk apartmanlarla kapli butun sokaklari caddeleri..Parklar yapmislar, bahceler yapmislar..Hatta o daglarin kelliginden utanip fidanlar ekmisler..Uzaktan bakinca sifira vurulmus bir kafadan yeni sac biter gibi gorunuyor..Minik minik.. Yinede sevmis oranin insani orayi.. "Oy goresim geldi Elbistan seni" demis Asik Mahsuni..
O meshur Mihriban sarkisinin sozleride o topraklarda yazilmis Abdurrahim Karakoc tarafindan..
Bayagi komik hikayeler barindirir icinde, butun sehirler gibi..Bayagi acinasi hallere dusmuslugu vardir tarih icinde butun sehirler gibi..Bayagi gun gormuslugu vardir bazi sehirler gibi..
Kizilcaoba diye bir mahallesi var..Eskiden sehrin bayagi disindaymis..Simdi tam gobeginde kaliyor nerdeyse..Kizilcobalilar ve sehirliler diye ikiye ayrilirmis halk..Kizilcoba dolleri ve seher dolleri..(noktalarim eksik, siz doldururn diye rica edecegim).
Birde aile isimleri var yada lakaplari..Komikleri var, ilgincleri..
Corcular, Depdepler,Davdavlar, Koyneksizler, Kuscular, Pulcular,Krallar, Citaklar, Abdikler,Kamyon Ahmet, Yagci Galib, Tabut Ma'met, Sarabci Ali, Sican Ali benim bildiklerim..
Birde baglari var, gavur baglari derler, eskiden ermeniler yasarmis oralarda..
Yemeklerindende tavasi vardir meshur..Civiklama, pisikomaci, kildugurcuk kiymasi oraya has olanlardan..
Annanem cocukken hamur yogururken once unun ortasina bir havuz yapardi, ortasi duzluk, etrafida katman katman unla cevrili bir havuz olurdu. Iste Elbistan ovasida o havuza benzer..Binboga daglari ovayi cepecevre sarmis..Sehir o duzlugun guneyinde yer aliyor...Sardagi eteklerinde..
Herkes memleketinden bahseder, agaclarindan, yesilliginden, dogasindan...Benim oyle anlatacak birseyim yok..Etrafi o kadar dagla kaplidir ama daglari keldir..Bir Allah'in agacini bulamazsiniz golge arasaniz..Turkiyenin buyuk nehirlerinden Ceyhan dogar icinden, suzule suzule yol bulur kendine Akdeniz'e dogru..Ama oyle derin genis bir nehir degildir..Ordunun dereleri kadar birsey..Eskiden evler kerpicten yapilirmis..Evlerin catilarida olmaz. Eski resimlere bakinca kapkahverengi bir sehir gibi gorunuyor..Yesillikte yok malumunuz kavak agaclarindan baska..Ama simdi baska tabi..Artik bende tanimiyorum hicbiryerini..Taaa cocuklugumda gordugumden cok farkli hersey..Koca koca rengarenk apartmanlarla kapli butun sokaklari caddeleri..Parklar yapmislar, bahceler yapmislar..Hatta o daglarin kelliginden utanip fidanlar ekmisler..Uzaktan bakinca sifira vurulmus bir kafadan yeni sac biter gibi gorunuyor..Minik minik.. Yinede sevmis oranin insani orayi.. "Oy goresim geldi Elbistan seni" demis Asik Mahsuni..
O meshur Mihriban sarkisinin sozleride o topraklarda yazilmis Abdurrahim Karakoc tarafindan..
Bayagi komik hikayeler barindirir icinde, butun sehirler gibi..Bayagi acinasi hallere dusmuslugu vardir tarih icinde butun sehirler gibi..Bayagi gun gormuslugu vardir bazi sehirler gibi..
Kizilcaoba diye bir mahallesi var..Eskiden sehrin bayagi disindaymis..Simdi tam gobeginde kaliyor nerdeyse..Kizilcobalilar ve sehirliler diye ikiye ayrilirmis halk..Kizilcoba dolleri ve seher dolleri..(noktalarim eksik, siz doldururn diye rica edecegim).
Birde aile isimleri var yada lakaplari..Komikleri var, ilgincleri..
Corcular, Depdepler,Davdavlar, Koyneksizler, Kuscular, Pulcular,Krallar, Citaklar, Abdikler,Kamyon Ahmet, Yagci Galib, Tabut Ma'met, Sarabci Ali, Sican Ali benim bildiklerim..
Birde baglari var, gavur baglari derler, eskiden ermeniler yasarmis oralarda..
Yemeklerindende tavasi vardir meshur..Civiklama, pisikomaci, kildugurcuk kiymasi oraya has olanlardan..
Basit magazin sorularina bende cevap vereyim dedim..
"Evlilik aski olduruyor mu?" diye soru sorarlar hep magazin sayfalarinda siradan popculara yada topculara..Kimi olduruyor der, kimi oldurmuyor der kendine gore..Bu ask ne ki...Tarif ister..Onuda sorarlar oyle kisilere..Onlarda bir tarif verirler kendilerine gore..Oysa bu sorularin en son sorulacagi kisilerdir bu kisiler..Cunku bu tip mevzular oyle basite alinacak konularda degildir. Bu sorulari toplumun icinde normal hayatlar yasayan kisilere sormak gerekir bence..Alinacak cevaplarda istatistiklerle degerlendirilmeli ve toplum yapisi bu sekilde degerlendirilmelidir bence..Hani o hucresi var ya toplumun cekirdek aile denilen...Neler olup bitiyor onun icinde, oylece ortaya konur o zaman..O zaman ortaya cikar askin o cekirdegin icinde var olup olmadigi...
Benide popcu yada topcu farzedin ve sordunuz farzederek bu malum sorulara kendimce cevap vermek isterim toplumun icinde normal bir hayat yasayan birisi olarak..
Oncelikle askin tarifini yapayim kendimce..Bence ask sevgiden farkli birseydir..Ask kalbini carptiran herseydir..Bu bir kiside olabilir, bir merak,ilgi alani da..Onemli olan kalbinin pir pir etmesi, heyecanlanmandir..
Gelelim ikinci soruya..Bence oldurmuyor..Cunku benim hala kalbim carpiyor, heyecanlaniyorum..Umarim bu omrumuzun sonuna kadarda boyle gider..
Benide popcu yada topcu farzedin ve sordunuz farzederek bu malum sorulara kendimce cevap vermek isterim toplumun icinde normal bir hayat yasayan birisi olarak..
Oncelikle askin tarifini yapayim kendimce..Bence ask sevgiden farkli birseydir..Ask kalbini carptiran herseydir..Bu bir kiside olabilir, bir merak,ilgi alani da..Onemli olan kalbinin pir pir etmesi, heyecanlanmandir..
Gelelim ikinci soruya..Bence oldurmuyor..Cunku benim hala kalbim carpiyor, heyecanlaniyorum..Umarim bu omrumuzun sonuna kadarda boyle gider..
Aynalarda ki ben..
Evde yururken, ev isi yaparken, Eda kusunca hemen mendil kapip gelmek icin, oyle yada boyle sebeplerle aynanin onunden gecerken olurda soyle bir gozum kayarda kendimle goz goze gelirsem, saliseler icinde oylece kaliveriyorum..Sonra bir bir o siir ve sarkilar siralaniyor aklimda "yalanci aynalar, bu yabancida kim?, bu ben miyim, yas otuzbes yolun yarisi eder vs"... Cocukken hep ilgimi ceken bu duyguyu simdi ben yasamaya basladim..Yuzume dokunuyorum, bakislarima..Artik cocuk olmadigimi daha yeni anlamaya basladim anne olunca. O korpelik, o tazelik, o heyecan, o acemilik, o sorumsuzluk..Yok artik..Yok.. Bakislarima yorgunluk cokmus, cekingenlik, bin dusunup bir adim atmayi ogrenmis, hatta gozlerinin altinda kirisiklik belirtileri baslamis. Simariklik olmaz artik, nazlanmayi unut gitsin, yaramazlik coktan unutuldu, hata yapma sansin yok, musamaha gormek imkansiz gibi birsey..Guzelim cocuklugum bitti gitti..Beni hic karsiliksiz sevdiginden hic suphem olmadigi dedem zaten goctu gitti buralardan, ilk goz agrisi oldugum annanem coook uzaklarda, biricik dayisim kendi aleminde beni unuttu, minik teyzemde artik minik degil, bende onun minik kusu degilim artik..Zorlada olsa buyumek zorundayim, alismak zorundayim o artik buyuk kategorisinde olan aynalardaki yuzume..Buyumek zorundayim, istemesemde..
17 Feb 2010
Dandini dandini dastana...
Dandini dandini danali bebek
Mini mini elleri kinali bebek
Annesi babasi cok sever
Uyusunda buyusun nazli bebek
Dandini dandini dastana
Danalar girmis bostana
Kov bostanci danayi
Yemesin lahanayi
Dandini dandini danadan
Bir ay dogmus anadan
Kacinmamis yaradan
Mevlam korusun nazardan
Eeee Eeeeeee Eeeee Eeee
Mmmm Mmmm Mmmm
Pisssss Pisssss Pisssss
Gunde kac kere tekrar ediyorum bu misralari ah bir sayabilsem...Baska bir sarkiya gecer yada farkli bir ahenkle soylersem gorun siz yaygarayi..Hanfendi ille bu ninniyle uyuyacakmis..
Dun yuruyuse ciktim, onuda kanguruya oturttum, yolda sarki soyledim sonra nefesim kesildi sustum, hemen ikaz geldi "ihhh ihhh", yeniden basla demek..Yokus cikarken 7 kilo agirlik karnimin ustunde ve ben birde sarki soyluyorum.
Sag elimde bes parmak
Sol elimde bes parmak
Say bak say bak say baaaak
Bir iki uc dort bes alti yedi
Sekiz dokuz on
Gecen hafta bir oyuncak telefon almistim, hic begenmemisti, anlamiyordu daha, bugun eline verdim, simdi cigliklar atarak onunla oynuyor..Hem sevinc cigliklari atiyor, hem kemiriyor, bir taraftanda ayaklarini cirpiyor, manzara gorulmeye deger anlayacaginiz..Iki tanede bebegi var, kucuk, yumusak..Birinin adi Yasemin, oburu Menekse..Isimlerini kim mi koydu? Tabi ki Aycicegi'nin annesi :))
Eveeeet, nihayet uyudu, ve simdi sira aksama ne yapacagimi dusunmede..Yeni yapmayi ogrendigim,yemekten zevk aldigimiz karalahana corbasi mi yoksa firinda patlican oturtma mi?
Birde utu var yapilmayi bekleyen..Islerden is begen ayse..En iyisi ninni soylemeye devam..
Dandini dandini dastaaaana...
Mini mini elleri kinali bebek
Annesi babasi cok sever
Uyusunda buyusun nazli bebek
Dandini dandini dastana
Danalar girmis bostana
Kov bostanci danayi
Yemesin lahanayi
Dandini dandini danadan
Bir ay dogmus anadan
Kacinmamis yaradan
Mevlam korusun nazardan
Eeee Eeeeeee Eeeee Eeee
Mmmm Mmmm Mmmm
Pisssss Pisssss Pisssss
Gunde kac kere tekrar ediyorum bu misralari ah bir sayabilsem...Baska bir sarkiya gecer yada farkli bir ahenkle soylersem gorun siz yaygarayi..Hanfendi ille bu ninniyle uyuyacakmis..
Dun yuruyuse ciktim, onuda kanguruya oturttum, yolda sarki soyledim sonra nefesim kesildi sustum, hemen ikaz geldi "ihhh ihhh", yeniden basla demek..Yokus cikarken 7 kilo agirlik karnimin ustunde ve ben birde sarki soyluyorum.
Sag elimde bes parmak
Sol elimde bes parmak
Say bak say bak say baaaak
Bir iki uc dort bes alti yedi
Sekiz dokuz on
Gecen hafta bir oyuncak telefon almistim, hic begenmemisti, anlamiyordu daha, bugun eline verdim, simdi cigliklar atarak onunla oynuyor..Hem sevinc cigliklari atiyor, hem kemiriyor, bir taraftanda ayaklarini cirpiyor, manzara gorulmeye deger anlayacaginiz..Iki tanede bebegi var, kucuk, yumusak..Birinin adi Yasemin, oburu Menekse..Isimlerini kim mi koydu? Tabi ki Aycicegi'nin annesi :))
Eveeeet, nihayet uyudu, ve simdi sira aksama ne yapacagimi dusunmede..Yeni yapmayi ogrendigim,yemekten zevk aldigimiz karalahana corbasi mi yoksa firinda patlican oturtma mi?
Birde utu var yapilmayi bekleyen..Islerden is begen ayse..En iyisi ninni soylemeye devam..
Dandini dandini dastaaaana...
16 Feb 2010
Gunaydinim, narcicegim, sevdigimmm...
Sessiz, sakin bir zaman araligi, aycicegim sabah uykusunda, hava bunaltici sicaklarini bahar serinligine birakti bu gunlerde, evim temiz, aksam yemegim var,disariya cikmam gerekmiyor, lavaboda bir iki tabak bulasiktan baska yapacak isim yok..Aranasi vakitlerden biri..Ama ben bitmesin diye dua etmekten baska hic birsey yapamiyorum, cunku biliyorum ki eninde sonunda Eda uyanacak ve baslayacak yeni gunun yeni maceralari..
Gunler boyle akip gectide bir ipin ucundan tutamadim, gunlerimi bosuna harcadim da bir sey yapamadim demekten korkuyorum gelecekte..Ogrenecek ve yapacak ne kadar da cok sey var..En iyisi hic birini yapmiyayim :).Olur mu hic oyle, zararin neresinden donersen kardir.
Veee iste uyandi bile, ne cabuk biti bu tatli zaman araligi..Olsun yeni bir tatli zaman araligi basladi..Haydi Ayse, vazife basina, eglendirme zamani dunyanin en tatli cicegini, aycicegimi..
Bayiliyorum onun uyaninca ki yuzunde o muhtesem gozume bakarak atti gulucuge..Hemen soyleyi veriyorum her gun ki sarkimi..
Gunaydinim , narcicegim, sevdigimmm,
Gunaydinim, narcicegim, sevdigimmm....
Gunler boyle akip gectide bir ipin ucundan tutamadim, gunlerimi bosuna harcadim da bir sey yapamadim demekten korkuyorum gelecekte..Ogrenecek ve yapacak ne kadar da cok sey var..En iyisi hic birini yapmiyayim :).Olur mu hic oyle, zararin neresinden donersen kardir.
Veee iste uyandi bile, ne cabuk biti bu tatli zaman araligi..Olsun yeni bir tatli zaman araligi basladi..Haydi Ayse, vazife basina, eglendirme zamani dunyanin en tatli cicegini, aycicegimi..
Bayiliyorum onun uyaninca ki yuzunde o muhtesem gozume bakarak atti gulucuge..Hemen soyleyi veriyorum her gun ki sarkimi..
Gunaydinim , narcicegim, sevdigimmm,
Gunaydinim, narcicegim, sevdigimmm....
Iki memleket bir kalbe sigar mi?
Dogum icin annem geldi Sidney'e, yanima..Sonra 5 ay gecti uzerinden ve annem dondu memleketine..Memleketi(ne)? Onun memleketi benim memleketim olmuyor mu? Oluyor olmasinada benim memleketim onun memleketi olmuyor malesef..Cift kisilikli insanlar gibi cift vatandaslikli insanlariz biz..Onceden turklugume ihanet ediyor musum gibi gelirdi, baska biryerin vatandasligini daha almak..Nikahta keramet vardir derler ya, bende vatandas olunca sevmeye basladim bu memleketi ayni kendimin gibi...Yillardir Istanbul'um Istanbul'um diye aglayip burda ki hayatini kendine zindan eden Ayse yok artik. Siz bunun adini alisma koyun, ben nikah diyeyim, herne ise keramet, orda da mutluyum ben evimdeyim, burda da...
Iki bucuk sene once Turkiye'ye giderken, Malezya Havayollariyla ucuyorduk, Istanbul'da yere inince plot anons ederek "Passingers, welcome to Turkey; Turks, welcome home" (Yolcular, Turkiye'ye hosgeldiniz; Turkler evinize hosgeldiniz) dedi.. Orda ki evinize sozu beni oyle duygulandirmisti ki..Daha once Turkiye'den defalarca evim diye bahsetmis olmama ragmen, orda bir kez daha farketmistim ki yuzbinlerce kilometre uzaginda olsamda yillarca ayri kalsamda orasiydi benim evim..Tilki misali donup dolasip gelecegim yerdi orasi..Kan bagiyla bagliydim birkere..
Sonra,ona hic ihanet etmeden, onun ozelligini ve guzelligini hep kalbimde tasiyarak, kalbimdeki yerinin yanina bir ulke daha ekledim memleket adi altinda..
Yurt disinda disarda gezerken bir turk sesi duysaniz kalbiniz carpar, televizyonda bir yarismada, olimpiyatlarda vs turk bayragiyla karsilassaniz kulak kesilirsiniz..Kebabcilarin onunden gecerken yemiyeceksenizde soyle bir derinlemesine bakarsiniz icine gayri ihtiyari..Turk mahallesinde de olsaniz, dukkanlardan fiskiran turkce sarkilar, en dinlemeyeceginiz sarkida olsa, hosunuza gider o an icin..Bunu asla baska bir ulke icin hissedemem dersiniz icinizden, taaki bir baska memleket daha koyana kadar kalbinize..Simdi artik avusturalyalilar (kendilerine "aussie" ozi derler) 'i goruncede atiyor kalbim, avusturalya bayragini goruncede..Beni elestirmeyin,
kinamayin..Sevmek icin sebeb gerekmez. Turkiye'yi iyisiyle kotusuyle sevdigim gibi seviyorum Avusturalya'yida iste..Yasadigi yeri sevmeden mutlu olamiyor insan...Nezaman ki indi kalbime bu sevda bende tatdim mutlulugun tadini yillardan sonra..Birakin oyle kalsin..Yeterince genis degil mi bu kalp, alacak kadar iki memleket sevgisini icine..Birakin sigsin icine sikisarakta olsa..Biraksin bencilligi Turklugum, kardes olsun yabanciyla..Oyle sulh bulsun ruhum, huzura ersin..
Iki bucuk sene once Turkiye'ye giderken, Malezya Havayollariyla ucuyorduk, Istanbul'da yere inince plot anons ederek "Passingers, welcome to Turkey; Turks, welcome home" (Yolcular, Turkiye'ye hosgeldiniz; Turkler evinize hosgeldiniz) dedi.. Orda ki evinize sozu beni oyle duygulandirmisti ki..Daha once Turkiye'den defalarca evim diye bahsetmis olmama ragmen, orda bir kez daha farketmistim ki yuzbinlerce kilometre uzaginda olsamda yillarca ayri kalsamda orasiydi benim evim..Tilki misali donup dolasip gelecegim yerdi orasi..Kan bagiyla bagliydim birkere..
Sonra,ona hic ihanet etmeden, onun ozelligini ve guzelligini hep kalbimde tasiyarak, kalbimdeki yerinin yanina bir ulke daha ekledim memleket adi altinda..
Yurt disinda disarda gezerken bir turk sesi duysaniz kalbiniz carpar, televizyonda bir yarismada, olimpiyatlarda vs turk bayragiyla karsilassaniz kulak kesilirsiniz..Kebabcilarin onunden gecerken yemiyeceksenizde soyle bir derinlemesine bakarsiniz icine gayri ihtiyari..Turk mahallesinde de olsaniz, dukkanlardan fiskiran turkce sarkilar, en dinlemeyeceginiz sarkida olsa, hosunuza gider o an icin..Bunu asla baska bir ulke icin hissedemem dersiniz icinizden, taaki bir baska memleket daha koyana kadar kalbinize..Simdi artik avusturalyalilar (kendilerine "aussie" ozi derler) 'i goruncede atiyor kalbim, avusturalya bayragini goruncede..Beni elestirmeyin,
kinamayin..Sevmek icin sebeb gerekmez. Turkiye'yi iyisiyle kotusuyle sevdigim gibi seviyorum Avusturalya'yida iste..Yasadigi yeri sevmeden mutlu olamiyor insan...Nezaman ki indi kalbime bu sevda bende tatdim mutlulugun tadini yillardan sonra..Birakin oyle kalsin..Yeterince genis degil mi bu kalp, alacak kadar iki memleket sevgisini icine..Birakin sigsin icine sikisarakta olsa..Biraksin bencilligi Turklugum, kardes olsun yabanciyla..Oyle sulh bulsun ruhum, huzura ersin..
14 Feb 2010
Eda bugun bes aylik..
15/02/10
Eda bugun tam tamina bes aylik..Bes aylik bir anne olarak yaziyorum bugun..
Hamileligim boyunca her ne kadar dogum yaptiktan sonraki hayatimin cok farkli bir surec olacagini dusunmus olsamda hatta bunun icin hazirliklar yapip, bu tecrubeyi yasayanlarin sayisiz yazilarini kitaplarini okusamda, hic birsey kendi yasadiklarimla bir olmadi..Ani telaslarim, endiselerim oldu..Artik hic birseyden geri donemezdim..Surekli sorumlulugunu aldigim bir bebegim vardi ve o kollarini acmis, gozlerimin icine bakarak, bu hayatta en az 15 yil sadece ve sadece bana ihtiyaci oldugunu soyluyordu..Gece uykulari, aglama krizleri, gaz sancilari bu sorumluluk duygusunun yaninda hic kaliyordu..Onun taze yogrulmus bir hamur gibi onume sunulmus psikolojisi benim ellerimdeydi artik..Onu yogurmam, elimden gelenin en iyisiyle sekillendirmem, pisirmem ve topluma sunmam gerekiyordu..Her attigim adimi bilerek atmam, daha bilincli ola bilmek icin daha cok okumam, hep o sorumlulugun altinda ezilmemek, daha az pisman olmak icin yaptiklarindan, simdiden hazirlik yapmam gerekiyordu..Helede insan beyninin %75'inin ilk bir yasina kadar olustugunu bilmekte o ilk yilin ne kadar onemli oldugunu ortaya koyuyordu benim icin..
Bunlarin hepsinin ustune, ne yapabilirim sorusuna bir cevap verdim kendime..Daha dogrusu bir yol cizdim..Bir cocugu en guzel duygularla suslemenin en guzel yolu ona doyasiya sevgi vermekti..Sarilmak, sarilmak opmek, koklamak, konusmak, iletisim kurmak, konusurken gozlerinin icine bakmak, onu kale aldigini gostermek icin..
Umarim bunlari dogru birsekilde yapabilirim..
Eda bugun tam tamina bes aylik..Bes aylik bir anne olarak yaziyorum bugun..
Hamileligim boyunca her ne kadar dogum yaptiktan sonraki hayatimin cok farkli bir surec olacagini dusunmus olsamda hatta bunun icin hazirliklar yapip, bu tecrubeyi yasayanlarin sayisiz yazilarini kitaplarini okusamda, hic birsey kendi yasadiklarimla bir olmadi..Ani telaslarim, endiselerim oldu..Artik hic birseyden geri donemezdim..Surekli sorumlulugunu aldigim bir bebegim vardi ve o kollarini acmis, gozlerimin icine bakarak, bu hayatta en az 15 yil sadece ve sadece bana ihtiyaci oldugunu soyluyordu..Gece uykulari, aglama krizleri, gaz sancilari bu sorumluluk duygusunun yaninda hic kaliyordu..Onun taze yogrulmus bir hamur gibi onume sunulmus psikolojisi benim ellerimdeydi artik..Onu yogurmam, elimden gelenin en iyisiyle sekillendirmem, pisirmem ve topluma sunmam gerekiyordu..Her attigim adimi bilerek atmam, daha bilincli ola bilmek icin daha cok okumam, hep o sorumlulugun altinda ezilmemek, daha az pisman olmak icin yaptiklarindan, simdiden hazirlik yapmam gerekiyordu..Helede insan beyninin %75'inin ilk bir yasina kadar olustugunu bilmekte o ilk yilin ne kadar onemli oldugunu ortaya koyuyordu benim icin..
Bunlarin hepsinin ustune, ne yapabilirim sorusuna bir cevap verdim kendime..Daha dogrusu bir yol cizdim..Bir cocugu en guzel duygularla suslemenin en guzel yolu ona doyasiya sevgi vermekti..Sarilmak, sarilmak opmek, koklamak, konusmak, iletisim kurmak, konusurken gozlerinin icine bakmak, onu kale aldigini gostermek icin..
Umarim bunlari dogru birsekilde yapabilirim..
Klasik anne sikayetleri..
Kucukken, annemlerin arkadas toplantilarinda konustuklari klasik mevzulardan ben hic birzaman bahsetmeyecegim zannederdim. Oysa simdi kendimi tam ortasinda buluyorum o mevzularin, taa ortasinda..Sabahtan beri evin icinde hem is yapiyorum hem soyleniyorum.."Uyuman gereken yerde uyumazsin, uyanman gerekiyor ama kac saat gecti hala cok derin uyuyorsun", diyorum bebegime..Doktor randevum var, evden su anda cikmis olmam gerekiyor ama o hala uyudugu icin ben hala evdeyim. Basina gidip gelip ses yapiyorum, ustunu aciyorum, sesleniyorum, bana misin demiyor cocuk..Evet, annelerin surekli soyleye geldikleri laflari tekrarlar oldum kendime..Istediginiz kadar doyurun karnini, gezmeye gidince yine aciktim derler, en sevmedikleri seyleri baskalarinin yaninda sevmeye baslarlar vs..
Dunde studyo resmi cektirmeye gittik fotografciya..Her zaman fotogram makinasini gorur gormez olmadik pozlar veren kizimin dun kamerayi gorunce uyuyacagi tuttu..Kafasini bile kaldirmadi..
Haha, gordunuz, donup dolanip ayni mevzunun icine batiyorum..Cunku bende artik bir anne ev kadiniyim..
Sabaha kadar yagan yagmurun arkasindan mis gibi bir gunes acti disarda, balkonumda gunes isildiyor ciceklerin uzerinde..
Yine o kadin toplantilarindan alinti gibi olacak ama bahsetmeden gecmiyeyim..Begonyama hastalik dusmustu, dallarini budadim, yeni yapraklari cikti hemencecik ve temiz sagliklilar bu sefer..
Dunde studyo resmi cektirmeye gittik fotografciya..Her zaman fotogram makinasini gorur gormez olmadik pozlar veren kizimin dun kamerayi gorunce uyuyacagi tuttu..Kafasini bile kaldirmadi..
Haha, gordunuz, donup dolanip ayni mevzunun icine batiyorum..Cunku bende artik bir anne ev kadiniyim..
Sabaha kadar yagan yagmurun arkasindan mis gibi bir gunes acti disarda, balkonumda gunes isildiyor ciceklerin uzerinde..
Yine o kadin toplantilarindan alinti gibi olacak ama bahsetmeden gecmiyeyim..Begonyama hastalik dusmustu, dallarini budadim, yeni yapraklari cikti hemencecik ve temiz sagliklilar bu sefer..
Anne ve ev kadini Ayse'nin yeni hayalleri..
Bile bile lades dedigim, cokta pisman olmadigim ama kaygili oldugum bir hayat cizgisini coktan atlayip, derenin oteki ucuna atladim..Bu yolu kendim cizdim (mi ?). Yoksa kader denilen o sey beni de mi buldu bilmiyorum. Iki yol vardi benim icin. Annelik yada okumak, dolayisiyla da iyi bir meslek, kariyer, para..Ikisini bir arada elde edemezdim.. (sebep : bir koltukta iki karpuz tasiyabilen yetenekli sinifa dahil degilim malesef ). Birini secmem gerekiyordu. Ben birinciyi tercih ettim. (sebebin tembelligim olup olmadigini bilmiyorum.) . Annelikte cok yorucu bir meslek, sorumlulugu ve fedakarligi cok fazla olan birsey ama toplumda kariyer olarak adlandirilimiyor. Para getirmedigi gibi para gerektiriyor. Birine bagimli olmak zorunlulugu var. O kiside koca..Benim kocam bu konuda pek mutlu degil..Calismami cok istemesine ragmen, dedim ya bir koltukta iki karpuz tasimayi bir turlu beceremedim. Okumak, calismak ve ev kadinligi nin ucunude bende olmasini isteyen kocami memnun edemedim ve bir secim yaptim. Yaptigim secim onun en son sikkiydi, cocuk dogurmak haricinde..Bu hayat tarzi sahsi olarak beni cok mutlu etsede cevremde kileri mutlu edememek beni kaygilandiriyor..Aslinda o kaygilandigim sey benim kendi gelecegim oluyor..Kendi gelecegimi kendi ellerimle yirtip atmisim gibi hissediyorum cogu zaman..
Hani ayse var ya hep gelecege umutla bakan, hic kaygisi olmayan polyana tipli..Yok artik..Surekli bir gelecek korkusu icindeyim..Ve bu korkular yiyip bitirecek beni birgun..
Disarda cok tatli bir yagmur var, Eda uyuyor, gece yarisini coktan gecti, uykulu olmama ragmen bunu cok yazmak istiyorum..Burda gunluk tutmayi tasarliyorum..Yazdiklarima belli bir konu belirlemeyecegim, O zaman cok kisitlaniyorum..Bazen kopyala yapistirla tatli beni etkileyen siirler bile koyarim, kendi gunlugume yazdigim gibi..Sonra bakarsin cok takipcisi olan bir gunluk yazar olurum..Ve o zaman yazmayi birakirim..Yani bu birakma isini bir prensip olarak degilde kendimi cok iyi tanidigim icin birakirim. Simdiye kadar hayatimda, ne pahasina olursa olsun, birseyi istemiyorsam asala onu kendimi zorlayarak yapamiyorum. Simdiye kadar bunun sebebinin hirsli olmadigim oldugunu saniyordum. Ama simdi tahammul seviyemin cok dusuk oldugunu zannediyorum. Sebeb o olsa gerek. Yoksa bende herkes kadar cok istedigim bir suru seyden bir kalemde vazgectim, hatta belki gelecegimden..
Hep derim ben kendi kendime..Hep bir adanmis hayat yasiyorum. Daima hayatimin bir omrunde hayatimi birilerine adayarak yasiyorum. O garib bencilligim icinde..
Simdi yaziyorum ya, kendimi tanitma yazisini daha sonra hazirlayacagim..
Simdilik bu kadar hayal yeterli olsa gerek..
Bulutlara sonra cikariz..
Hani ayse var ya hep gelecege umutla bakan, hic kaygisi olmayan polyana tipli..Yok artik..Surekli bir gelecek korkusu icindeyim..Ve bu korkular yiyip bitirecek beni birgun..
Disarda cok tatli bir yagmur var, Eda uyuyor, gece yarisini coktan gecti, uykulu olmama ragmen bunu cok yazmak istiyorum..Burda gunluk tutmayi tasarliyorum..Yazdiklarima belli bir konu belirlemeyecegim, O zaman cok kisitlaniyorum..Bazen kopyala yapistirla tatli beni etkileyen siirler bile koyarim, kendi gunlugume yazdigim gibi..Sonra bakarsin cok takipcisi olan bir gunluk yazar olurum..Ve o zaman yazmayi birakirim..Yani bu birakma isini bir prensip olarak degilde kendimi cok iyi tanidigim icin birakirim. Simdiye kadar hayatimda, ne pahasina olursa olsun, birseyi istemiyorsam asala onu kendimi zorlayarak yapamiyorum. Simdiye kadar bunun sebebinin hirsli olmadigim oldugunu saniyordum. Ama simdi tahammul seviyemin cok dusuk oldugunu zannediyorum. Sebeb o olsa gerek. Yoksa bende herkes kadar cok istedigim bir suru seyden bir kalemde vazgectim, hatta belki gelecegimden..
Hep derim ben kendi kendime..Hep bir adanmis hayat yasiyorum. Daima hayatimin bir omrunde hayatimi birilerine adayarak yasiyorum. O garib bencilligim icinde..
Simdi yaziyorum ya, kendimi tanitma yazisini daha sonra hazirlayacagim..
Simdilik bu kadar hayal yeterli olsa gerek..
Bulutlara sonra cikariz..
Subscribe to:
Posts (Atom)